Yaşamak eşittir Beslenmek!

Yiyecek yemek bir kültürdür, başlı başına bir sanattır!

Kaç saat aralıkla, besinler birlikte nasıl yenilmeli, yerken neye özen gösterilmeli, sindirim nasıl olmalı, bitkinin yararlı ve yararsız yanı, baharat kullanımı, … gibi birçok konuyu içerir ve aslında “Beslenmek” tarih, coğrafya, matematik, sanat, müzik, … gibi tek başına bir eğitim dalıdır!

Günümüzde günde 2 ya da 3 öğün çeşitli besin yemek, güzelce karnını doyurmak, ek besin almak gibi algılansa da aslında “Beslenmek” dahası “Doğal ve Düzgün Beslenmek” varlık yaşamı açısından son derece önemli bir konudur.

Doğamız varlığın beslenmesiyle ilgili oldukça eli açıktır. Böylesine verimli toprağın ev sahibi olan biz Anadolu insanı doğal beslenmek için neler  yapabiliriz kısaca göz atalım.

Ana besin kaynağının başında su geliyor. Bedenimizin % 80’ne yakınını su oluşturuyor. Sağlıklı su ile ilgili Su Terapisini – BUUÇE’yi okuyabilirsiniz.

Yiyeceğimizi genelde çeşitli bitki grubu oluşturur. Meyve + sebze + bakliyat + kuruyemiş + tahıl + baharat + bal ve reçine gibi. Bunlarda bedenimizin ihtiyaç duyduğu başta karbonhidrat, protein, vitamin, mineral, bileşik, enzim olmak üzere pek çok yararlı mikro kimyasal bulunur.

Bedenimizin işleyişini başta kalp olmak üzere beynimiz ve diğer organlarımız sağlar. Kalbimiz ve beynimiz ; özellikle sağlıklı yağ + sağlıklı şeker ile beslenir.

Bu iki organımız sağlıklı beslendiğinde diğer organ ve sistemler düzgün çalışır. Ancak burada çok önemli bir ayrıntı daha vardır. 

Kalp ve beynin beslenmesi ne denli önemliyse Tiroit bezinin sağlığı da o denli önemlidir! Kalp ritmi denilen olay kalbin frekans yaymasıdır. Kalp yaşam frekansını beyne ve tiroit bezine aynı anda yayar. Bu iki organ da kalp ile birlikte bedenin işlevselliğini sağlar. Öyleyse öncelik kalp + beyin + tiroit bezinindir. Bu üç organ sağlıklı olduğunda tüm beden sağlıklıdır!

Günümüzde sağlıklı beslenmekle ilgili pek çok yayın, yayım, içerik ve bilgiye ulaşmak mümkün. Bu nedenle burada yalnızca önemli bazı detay bilgiyi vererek bilginize katkı sağlayacağım.

Su yemekten önce içilir. Yemek esnasında ya da sonrasında içilen su sindirimi yavaşlatır. Yemekten önce içilirse, yemekle birlikte alınacak olan besinden elde edilecek yararı artırır.

Yemek yerken ; karbonhidrat + protein + vitamin + mineral + bileşik + enzim içeren besini aynı anda ölçülü almak önemlidir. Tümü sağlıklı işleyiş için önemlidir.  

Yemek yerken ; asit – baz – şeker dengeli olmalıdır. Bitkiler bedenimiz için en yararlı asit-baz-şeker  içeriğine sahiptir. Tuzlu ya da ekşi besin fazla almaya başladığınızda tatlı isteğiniz artar. Tatlıyı biraz kaçırdığınızda tam tersi söz konusudur.

Kalp + beyin özellikle sağlıklı yağ ve şeker ile beslenir dedik. Öncelik doğal ve sağlıklı yağ ile doğal sağlıklı şeker yani glikoz + fruktoz ile beslenmektir.

Doğal ve sağlıklı yağ açısından zengin besin grubu ;

Badem, kaysığı çekirdeği, fındık, yer fıstığı, susam, Antep fıstığı, zeytin, ay çekirdeği, haşhaş tohumu, çedene (kenevir tohumu), keten tohumu, kabak çekirdeği, ceviz, … gibi.

Açıklama : Bedeninizde tiroit, tansiyon, kolesterol, şeker, kanser gibi çoklu rahatsızlıklar varsa ve bunlardan bir tanesi bile olsa, ayrıca beyinde bir rahatsızlığınız varsa yukarıdaki kuruyemişlerden yalnızca badem ve kayısı çekirdeğinin sağlığınıza katkısı olur. Onu da bu sayfada belirttiğim ölçüde kullanabilirsiniz. Diğer kuruyemişler yararsız değil, ancak rahatsızlıkları iyileştirmede badem ve kayısı çekirdeği gibi etkili değiller. Onları iyileştiğinizde azar azar yiyebilirsiniz.    

Doğal ve sağlıklı şeker (glikoz + fruktoz) :  Üzüm ve tüm üzümsü meyve (karadut, dut, böğürtlen, ahududu, yaban mersini, gilabörü, kuşüzümü, … gibi), gerçek bal, işlem görmemiş şeker pancarı ile tüm meyve çeşidindedir.

Açıklama : Bedeninizde tiroit, tansiyon, kolesterol, şeker, kanser gibi çoklu rahatsızlıklar varsa ve bunlardan bir tanesi bile olsa, ayrıca beyinde bir rahatsızlığınız varsa yukarıdaki kuruyemişlerden yalnızca badem ve kayısı çekirdeğinin sağlığınıza katkısı olur. Onu da bu sayfada belirttiğim ölçüde kullanabilirsiniz. Diğer kuruyemişler yararsız değil, ancak rahatsızlıkları iyileştirmede badem ve kayısı çekirdeği gibi etkili değiller. Onları iyileştiğinizde azar azar yiyebilirsiniz.    

Kalp + beyin yaklaşık 4 saatte bir sağlıklı glikoza ihtiyaç duyar. Kalbin ve beynin iki ana hücresinden bir tanesi olan Glial hücresinin yakıtı sağlıklı glikozdur. Bu hücre glikozu işler kalp ve beyin sinir ağını besler.

Kalbi ve beyni sağlıklı besleyebilmek için ; yaklaşık 4 saatte bir kez avucunuzun dolusu yukarıda belirtilen kuruyemiş ve glikoz + fruktoz grubundan bir tanesini karıştırarak yiyebilirsiniz.

Örneğin ;

1 avuç dolusu badem + siyah üzüm karışımı

1 avuç dolusu ay çekirdeği + yaban mersini

1 avuç dolusu kayısı çekirdeği  + karadut kurusu

1 tatlı kaşığı keten tohumu + 1 küçük kase üzüm ya da böğürtlen gibi imkânınıza ve beğeninize göre ayarlayabilirsiniz.

Açıklama : Susam, haşhaş tohumu ve çedene  günde en fazla 1 çorba kaşığı tüketilebilir. (50-60 kg için).  

Gerçek bal ya da pekmez imkânı olan tahta ya da plastik kaşık ile 1 tatlı kaşığı bal ya da pekmez yiyebilir. Şeker rahatsızlığınız varsa gerçek çiçek balını tercih edin. Pekmez içine şeker katılmadan yapılıyorsa kullanabilirsiniz. Bal, pekmez, tahin gibi besinlere metal kaşık değdirilmez, besin değeri düşer!

4 saatte bir yiyeceğiniz için aşırıya kaçmayın! Sabah aç karnına kahvaltıdan önce yiyin. Yatmadan yaklaşık 3 saat önce yenir bu karışım. Uyku saatinizi ona göre ayarlayın.

Kalp + beyin için yararlı olan bu bitki çeşidi tiroit için de yararlı mıdır? Evet. Ancak sağlıklı doğal iyot açısından önerilen badem ya da kayısı çekirdeği + kuru siyah üzüm ya da kuş üzümüdür. Üzüm mevsimindeyseniz küçük kâse dolusu istediğiniz, sevdiğiniz üzümden olabilir. Kanı temizler, tiroidin sağlıklı çalışmasını sağlar.

Tiroidin daha sağlıklı çalışması ve tiroit rahatsızlığı için ne tür bitki kullanabilirsiniz  “Bitki Terapisi –BİTKHAÇE” bölümünde paylaşacağım.

Anadolu’da eskiden tahıl kullanılmazmış. Tahıl evcimen yani hayvan yiyeceği olarak yetiştirilirmiş. Ekmek yerine bakliyatın kendisi meze şeklinde yenirmiş. Meze kavramının kökeni bu şekilde ortaya çıkmış. Yani sebze yemeğinin yanına günümüzdeki gibi ekmek yenmiyor. Onun yerine mercimek, nohut, börülce, bakla ve diğer bakliyattan değişik türlü şekilde meze ve pilav yapılıyor.

Açıklama : Bedeninizde tiroit, tansiyon, kolesterol, şeker, kanser gibi çoklu rahatsızlıklar varsa ve bunlardan bir tanesi bile olsa ya da beyinde bir rahatsızlığınız varsa yukarıdaki tahıllardan yalnızca mercimek grubunu yemenizi tavsiye ediyorum. Mercimeğin önemini Bitki Terapisi-BİTKHAÇE'de yazdım. Diğerlerini sıraya koyup ara sıra yiyin.  Onları iyileştiğinizde yiyebilirsiniz. Ancak önceliğiniz mercimek grubu ve mümkünse yeşil mercimek olsun.  

Eski Anadolu’da sebze yemeğinin yanında tatlı olarak ya aşure ya da komposto oluyor. Bu tatlı türü yemek yerken sağlıklı şeker alımının en sağlıklı olanıdır.

Açıklama : Bedeninizde tiroit, tansiyon, kolesterol, şeker, kanser gibi çoklu rahatsızlıklar varsa ve bunlardan bir tanesi bile olsa ya da beyinde bir rahatsızlığınız varsa meyve kompostoları en uygun olanıdır. Aşure ise sağlıklı iken tercih edilmelidir. Eğer bedeninizde ileri seviye kanser varsa meyveleri çiğ tüketmek yerine biraz buharda demleyerek pişirmenizde fayda var. Mide ve bağırsaklar çiğ olan besinleri sindirmekte zorlanır. Onların işleyişine bu şekilde yardımcı olabilirsiniz.

Yemeği tamamlayan diğer bir unsur ise salatadır. Salata kavramı Anadolu’dan Dünya’ya yayılmıştır. Aynı aşure ve komposto gibi!

Salatada ; marul, kıvırcık, maydanoz, dereotu, yeşil soğan, ebegümeci, semizotu, rezene, ıspanak (hafif buharda demleyerek - BİTKHAÇE sayfasında Ispanak başlığında yazılı), dut yaprağı, börülce, madımak, salatalık ve domatesi sıkça yemek uygundur. Ancak nane, fesleğen, adaçayı, reyhan, kekik, yarpuz gibi Ballıbabagiller ailesine giren bitkiler ile radika, tere, roka, turpgiller, lahanalar, hardal, zahter, kuzukulağı, … gibi sıkça yenmesi uygun değildir. Bunları sağlığı yerinde olanların bile haftada en fazla 2-3 kez tüketmesi sağlıkları açısından  daha iyidir.

Marul, kıvırcık, maydanoz, dereotu, yeşil soğan, ebegümeci, semizotu, rezene, ıspanak (hafif buharda demleyerek) , börülce, madımak, salatalık ve domatesi kahvaltı, öğlen ve akşam yemeğinde rahatlıkla yiyebileceğiniz çeşitli salatadır. Salata olsun, yemeklik olsun yeşil yapraklı bitki ve sebzenin çoğu süt ve süt ürünleriyle birlikte pişirilmez, yenmez!

Süt ve süt ürünleri ;  yeşil yapraklı bitki ile birçok sebzenin protein, vitamin, mineral ve enzim oranını oldukça düşürür!

Açıklama : Bedeninizde tiroit, tansiyon, kolesterol, şeker, kanser gibi çoklu rahatsızlıklar varsa ve bunlardan bir tanesi bile olsa ya da beyinde bir rahatsızlığınız varsa, salata için yukarıdaki yeşil bitkilerden; ıspanak, salatalık, yeşil soğan, ebegümeci, dut yaprağı, dereotu, maydanoz yemenizi tavsiye ediyorum. Domatesi ise iyileşince yemenizi tavsiye ederim. Domatesin azı çok yararlı olmasına rağmen tiroit bezi rahatsızlıklarında artırıcı etkisi bulunmaktadır. Bu da diğer rahatsızlıkları tetiklediği için olabildiğince azaltmanızda, kanser iseniz yememenizde fayda var. 

Karbonhidrat içeriği yüksek olan bitki çeşidi bağırsakta gaz yapar. Bu gazın kalın bağırsakta şişkinlik yapmaması ve sağlıklı bir şekilde dışkılamayla birlikte atılabilmesi için salatanızın içerisine maydanoz, dereotu, börülce, ebegümeci, madımak ya da rezeneden istediğiniz birini az katın. Sindirime çok faydalı olduğundan gazın rahatsızlığını önler, şişkinliğinizi azaltır, kan Ph değerini dengeler, küçük çiş yaparken tutukluğu ve yanmayı önler, … gibi birçok faydası bulunur. Ancak ; anımsatmakta fayda var “Daima azı karardır!”

Açıklama : Rezene de domates gibi sağlıklı iken yiyebileceğiniz bir bitkidir. Özellikle rahim, prostat, mesane, yumurtalık gibi kanser türleri üzerinde olumsuz etkisi vardır. 

Kahvaltı yaparken ;

Yukarıda yazıldığı üzere, peynir, tereyağ, kaymak gibi süt ürünüyle salatalık, maydanoz, dereotu, kıvırcık, yeşil soğan gibi yeşilliği bir arada yemeyin. Süt ürünü yeşilliğin protein, vitamin ve mineral değerini düşürür. Bu nedenle ; yeşil salatayı öğlen ya da akşam yemeğiyle birlikte yemek daha uygundur.

Peynir, tereyağ, kaymak gibi süt ürünü yanında zeytin, domates ya da bakliyat yemek daha doğru olur.

Ne çeşit kahvaltı olursa olsun, kahvaltıyla birlikte yukarıda yazılı olan kuruyemiş + üzümsü meyve grubundan birini ya da bal, pekmez tercih etmeniz, bedeninizin ihtiyacı olan asit + baz + şeker dengesine yardımcı olacaktır.

Kahvaltıda yumurtayı seviyorsanız süt ürünüyle birlikte yenmemesi uygun olur. Yumurtayı yeşil salata, zeytin, domates, bakliyat olan bir kahvaltıda yerseniz yumurtanın protein, vitamin, mineral ve diğer bileşik grubundan daha fazla yararlanırsınız. Bu nedenle menemen, omletten daha iyi bir tercih olur.

Kahvaltıda en sağlıklı içecek siyah demlenmiş çaydır. Çayın insan bedeni ve midede yemeğin sindirimi için çok fazla yararı vardır. “Çay demiri bağlar ve kansızlığa neden olur!” gibi söylem, çaya yapılan ve ispatlanamamış bir karalamadır!

Çayın içerisinde bulunan yüksek miktardaki magnezyum, ince bağırsakta besin ayrışımında demir alımının artmasını sağlar ve çaydan alınan magnezyum demirin kalitesini artırır. Bu ve benzer birçok faydası nedeniyle çay Anadolu insanının geleneksel içeceğidir!

Öğlen ve Akşam yemeği ;

Yemeğe başlarken çorba içmek sindirim açısından uygun değildir. Mide tüm çabasını çorbaya vereceğinden arkasından yiyeceğiniz ana yemeğe sindirim için yeterli salgı üretemez, bu durum sindirmeyi güçleştirir.  Çünkü midenin “Bu çorba, arkasından ana yemek gelecek, sonrasında tatlı var ona göre asit ve sindirim mekanizmamı çalıştırırım!” diye bir düşüncesi yoktur. Bu nedenle ana yemeğinizi önce yiyip ardından çorba içmeniz ya da çorbayı öğün arası içmeniz daha uygun olur.

Yemeğinizin yanında tuz + asit + şeker dengesi için salata ve tatlı olmalıdır. Salata tercihinize göredir. Undan elde edilmiş tatlı ya da sütlü tatlı tercih ediyorsanız yemekten yaklaşık bir saat sonra yemeniz yemeğinizden yüksek oranda yararlanmanız açısından uygundur. Yemekle birlikte kuruyemiş + üzümsü meyve çok daha iyi bir seçimdir.

Bir öğünde birden fazla ana yemek ve yiyecek türü damak tadı gibi gelse de, başta sindirim olmak üzere tüm bedene yüktür! Tek ana yemek + meze + salata + tatlı ideal olanıdır. Fazlası bedenin rahatsızlanmasına yol açar.

Yemekle birlikte ayran ve asitli içecek içmek, mide asidinin etkisini azaltır, bu durum sindirimi güçleştireceğinden birçok mide ve bağırsak rahatsızlığına neden olur. Yemek yanında en ideal içecek az asitli gerçek meyve suyu, komposto suyu ya da siyah çaydır.  Ayran ve asitli içeceği öğün arasında içmek daha uygundur.

Bir kişi günde 2-3 ana öğün, 2-3 ara öğün yiyebilir. Özellikle tiroit, şeker, tansiyon, kolesterol, kanser ya da  beyin ile ilgili rahatsızlığı olan kişinin sık beslenmesi rahatsızlığının çabuk iyileşmesinde önemlidir. Bunun için İyileşmek Terapisi -ÇAREĞÇE'DE Üzüm Kürünü paylaştım. Özellikle, kanser ve diğer çoklu rahatsızlıklarınızdan birisi varsa bu kürü tavsiye ederim. Ancak kürü uygularken başka tatlı yemeyin ve meyveyi en aza indirin. 

Beslenme abartılmadan, azar azar ve mideye rahatsızlık vermeden olmalıdır. Vardiyalı çalışan kişi de geceleyin beslenmesine devam edebilir. Yeter ki; çok abartmadan, çabuk sindirilen besin tüketsin ve en az 2 saat sonra uyusun.

Beslenmenin önemli bir alt başlığı ise bitkinin sağlık üzerindeki etkisi ve bitki türünün birbiriyle uyumudur. Bu konuyu “Bitki Terapisi – BİTKHAÇE” de okuyabilirsiniz.

Açıklama : Kuruyemişleri yerken günlük ölçüye dikkat edin ve ara ara değiştirerek yiyin. Birçok kuruyemişin ölçüsünden fazlasını yemek,bedende istenen etki yerine tepki yaratır. Yarar göreyim derken zarar görmeye başlarsınız! 

TUZ : Tuz dendiğinde aklımıza genelde yemeklerimiz için kullandığımız sofra tuzu (Sodyum Klorür -NaCl) gelir. Gerçekte ise tuz bundan çok daha fazlasıdır. Bizlerin mineral olarak bildiği kalsiyum, magnezyum, fosfor, potasyum, kükürt, iyot, çinko, manganez vb. diğer minerallerde doğada yaygın olarak bulunan tuzlardır. Bu tuzların doğada yaygın olarak bulunmasının ana nedeni doğayı oluşturun varlıkların beden yapılarının neredeyse tamamının bu tuzların bileşiminden oluşmasıdır.  İskelet ve kas yapısına sahip varlıklarda en çok kalsiyum, magnezyum tuzu bulunur. Çünkü iskelet ve kas sistemi kalsiyum ve magnezyum tuzu üzerine inşa edilmiştir. Bu nedenle insanların ve hayvanların bedenlerinde doğada bilinen minerallerin büyük çoğunluğu vardır. Ağaçlar ve bitkilerin büyük çoğunluğu fosfor, kalsiyum, magnezyum tuzu üzerine inşa edilmiş olup, bilinen tüm mineralleri bedenlerinde ihtiva ederler. Kısacası; tuzlar (mineraller) doğamız ve bizlerin temel yapı taşlarıdır. Bu nedenledir ki; bir kaza geçirdiğimizde, bir rahatsızlık yaşadığımızda olası tuz kaybının önüne geçmek için bize ivedilikle serum içerisinde tuz verilir. Biz serumu aldıktan sonra kendimizi daha iyi duyumsarız. Çünkü tuzlar bizim için yaşamsal önemdedir!

TUZ KULLANIMI : Peki tuzlar bizim için yaşamsal öneme sahipse onları çokça mı kullanalım? diye sorarsanız. Yanıtım "çok az ölçüde" olacaktır! Çünkü; yukarıda da yazdığım üzere ağaçlar ve bitkiler aslında tuzdur!! Günlük yediğimiz bitkilerden tuzu yeterince alıyoruz. Evet, bu tür bilgilere günlük yaşantılarımızda pek rastlamayız. Çünkü bilgiler dağınıktır ve benim gibi araştırma yapan insanların bu bilgileri bir araya getirip, okuyanların anlayabileceği şekilde yazması önemlidir. 

Yaşantımızın olmazsa olmazı olan mineral tuzları alırken bilinçli olmak sağlığımızı en iyi şekilde korumamıza yardımcı olur.  Günlük olarak ölçülü şekilde sebze, meyve, kuruyemiş yiyorsanız dışarıdan alacağınız tek bir tuz vardır, o da yemeklerimizde kullandığımız kaya tuzudur.

Kaya tuzunun (kayalıklar, mağaralar, su kaynaklarında oluşan tuzlar olabilir) ise gerçeğini almaya özen gösterin. Piyasada maalesef pek çok rafine deniz tuzu kaya tuzu olarak satılmaktadır. Bu tuzların sağlımıza olumsuz etkisi vardır. Kaya tuzunu bile kullanırken en az ölçüde kullanmaya özen gösterilmelidir. Nitekim hazır aldığımız gıdalarda pek çok çeşitte tatlandırıcı tuz kullanılmaktadır. Biz fazla şekere olduğu gibi fazla tuza da maruz kalmaktayız ve bunlar bizim sağlığımızı olumsuz etkilemektedir. Diğer kimyasalları saymıyorum bile.

Önermiş olduğum kaya tuzunun bile bedenimizde azı da, biraz fazlası da zararlıdır! Bedenimizde ilk bozduğu organ tiroit bezleridir. Tiroit bezleri bozulduktan sonra tüm sistemimiz bozulmaya başlar! Ölçüsü çok önemlidir!

Sağlıklı bir kişinin (50-60 kg)  günlük kaya tuzu ihtiyacı yaklaşık 1 çay kaşığıdır. O da silme şeklindedir! Fazlası metabolizmayı bozar! Bazen insanlara tuzsuz diyetler öneriliyor. Bu da sağlık açısından son derece tehlikelidir.  Daima Azı Karar, Çoğu Zarar kuralı aklınızda bulunsun!

Çok acı ki ; ülkemizde kalp alanında uzmanlığı olan bir doktor bile çıkıp,  "istediğiniz kadar tuz yiyin!" diyebilmekte. Ya tuz nedir, bedene etkisini gerçek anlamda bilmiyor? ya da tuz kaynaklı rahatsızlıkların ve hastalıkların artışına memnun oluyor! Bu ifadelerin başka açıklaması olamaz!

Yukarıda yazdığım gibi tuz dediğimizde yalnızca sofra tuzu gelmesin aklınıza. Diğer minerallerde tuzdur. Bu mineraller ise yediğmiz tüm meyve, sebze, bakliyat, kuruyemişlerde fazlasıyla bulunmaktadır. Yukarıda yazılan ölçülere uyduğunuzda dışarıdan kalsiyum, magnezyum, potasyum gibi mineral ve diğer vitamin takviyelerini almanıza ihtiyaç olmaz! Dışarıdan alınan bu ürünler gittikçe metabolizmanızı bozar. 

Örneğin : Günlük yiyeceğiniz mercimekli salatanız, meyveniz, yanına da üzüm + kuruyemiş sizin tüm mineral, vitamin, yağ ihtiyacınızı karşılar. Ancak; özellikle medyada bizlerin bunları yeterince tüketmediği, tüketilenlerin yeterli olmadığı vurgusu yapılıyor. Bu doğru değil! Bizler beslenme azlığından değil, beslenme sırasında aldığımız fazla tuz, şeker, mineraller ve yağlar yüzünden hastalanıyoruz! Hücresel Sağlık başlıklarında bu konuyu kısaca okuyabilirsiniz. 

Tuza temizlik Terapisi BARÇE'de de yer verdim. İsteyen oradaki bilgileri de okuyabilir. 

Anadolu'nun TUZ Öğretisi

Kaya tuzunun bir diğer çok önemli faydası ise frekansal özelliğidir. Kaya tuzu pozitif (+) denilen frekans grubunda nitelendirilir. Bu olumsuz yani negatif (-) enerjiyi daha süratli şekilde olumluya yani pozitife (+) çevirebilmesi demektir. Aranızda bilenler vardır, Anadolu'da eski dönemlerden kalan tuz ile kötü enerjilerden arınmak uygulaması, terapileri vardır. Bu son derece önemli bir uygulamadır ve kültürümüzün bilgeliğini yansıtır. 

Bu uygulamada; size kötülüğü dokunan ya da kötülük yapmasından korktuğunuz birisi / birileri varsa, çay kaşığının ucuyla olacak ölçüde kaya tuzunu sol avuç içinize koyun,  21 - 28 kez arası bu tuza "..... (biliniyorsa kişinin adı söylenir, bilinmiyorsa o kişi /kişiler düşünülür) kişi /kişiler kendi derdine düşsün ve beni unutsun!" deyin, 21 gün boyunca üst üste akşamları aşağıda yazılı olumsuz / negatif saattte   kapınızın önüne, bahçe kapnıza serpeleyin. İmkânınız varsa sabah akşam olumsuz saatte yapın. Bu şekilde size kötülüğü dokunacak kişi ya da kişileri, onlara kötülük yapmadan kendinizden uzaklaştırmış, şerlerinden korunmuş olursunuz. Uygulamayı yaparken unuttuğunuz gün olursa, tekrar baştan yapmanız iyi olur. Ara verilmeden 21 gün üst üste  yapıldığınıda etkili oluyor. 

Bu uygulamayı;  sokaktaki hayvanların olduğu bölgeye 3 ayda bir 21 günlük kür olacak şekilde uyguluyorum. Ben sonuç alıyorum. Önerdiğim insanlar da sonuç aldıklarını söylüyorlar. Çocuklar için de uyguluyorum.  Sizlerle de paylaşmak istedim. 

Bunun için "Mahallemdeki /sokağımdak /bölgemdeki / baktığım Kedilere, köpeklere, hayvanlara kötülük düşünenler kendi dertlerine düşsünler" ya da "Mahallemdeki /sokağımdaki /baktığım çocuklara kötülük düşünenler kendi dertlerine düşssünler" şeklinde söyleyip uygulamayı yapmanız yeterli olacaktır. Sokağınızdaki, mahallenizdeki hayvanlar için, çocuklar için, ormanlar için, kendiniz, sevdikleriniz, eviniz, çevreniz için  bu tür uygulamaları kürler şeklinde yapabilirsiniz. Bana sorularınızı X (tivıtır) üzerinden sorabilirsiniz.

Açıklama : Bedeninizde tiroit, tansiyon, şeker, kolesterol gibi çoklu rahatsızlıklardan birisi  varsa ; tuz başta olmak üzere, şekeri ve özellikle yağı minimuma indirin! Ekmek ve un olarak da yalnızca mercimek çeşitlerini kullanın. Mercimekten ekmek, börek, çörek yapın. Ve bunu da çok çok yemeyin. Öğünde 1 ince dilim ekmeğe karşılık gelecek şekilde yiyin.  

Sağlıklı bir kişinin (50-60 kg) günlük alabileceği en fazla sıvıyağ ölçüsü 2 çorba kaşığıdır. Fazlası metabolizmayı bozar!

Eğer kanserseniz ;

kızartma türü, et türü, süt ürünleri ve unlu gıda yemeyin!  Bedeninizin ihtiyacı olan tüm karbonhidrat, sağlıklı yağ, sağlıklı şeker, proteini bitkilerden elde edebilirsiniz. 

Sağlıklı yağı ; badem ve kaysı çekirdeğinden

Sağlıklı şekeri ; Üzüm + çikolatadan alabilirsiniz. Üzüm küründe paylaştım. Çikolatanın şekeri sağlıklı olmayabilir. Ancak kaliteli çikolatanın rahatsızlıklardaki stresi azaltma özelliği bu olumsuzluğunu azaltabiliyor. 

Kanserde günlük olarak yiyebilieceğiniz meyveler üzüm çeşitleri,üzümsü meyveler ve kirazdır. Elma, armut, ayva, dutu iki günde bir yemeniz çok daha iyidir. Özellikle 3 ve 4 ncü seviyede kanser olan kişiler meyveleri çok az suda komposto şeklinde pişirip yemelidir. Meyve dahi olsa çiğ olan besinler sindirimi yorar. Kanserde istenmeyecek en önemli olgu bedenin yorgun düşmesidir! Örnek veriyim : Kanser hastasısınız. Elma kompostosu yaptınız. Günlük yiyeceğiniz komposto bir elmayı geçmeyecek şekilde olmalı.O gün başka meyve yemeyin. Bir gün ara verin diğer gün elmaya devam edebilirsiniz ya da ayva kompostosu yiyebilirsiniz gibi. Bu arada armudu 2 nci seviyeye kadar olan kanser hastası bu şekilde yiyebilir. Ancak; 3 ve 4 ncü seviyeye tavsiye edilmez. Nedeni armudun asit yapısı daha güçlüdür. Hücresel sağlık konularında değindiğim gibi kanser demek bedende "asit fazlası" var demektir. Biz bu asidi normal düzeye çekebilirsek hastalığımızdan iyileşmemiz çabuklaşır. 

Kanser hastaları portakal, mandalina, greyfurt, kivi, erik, kavun, karpuz, çilek gibi meyvaları iyileşinceye dek nadiren yemelidir. Size abartılı gelebilir ancak bunları ayda en fazla iki kez yemenizi öneririm. Çünkü bunların meyve şekeri olarak bilinen fruktoz oranı yüksektir. Kanserli hastaların daha çok glikoz oranı yüksek (üzüm, üzümsüler, kiraz, dut) ile beslenmesi ve bunları yerkende ölçüye önem vermesi, bedenin asit dengesini koruyabilmek adına önemlidir. 

Gerçek bal ve pekmez de çok çok az yenilebilir.

Sağlıkı protein : Başta ıspanak olmak üzere, salatalık, ebegümeci, kara dut yaprağı ve diğer tüm yeşil bitkilerde sağlıklı protein vardır. Ancak kanser hastalarının kurufasulye, kuru börülce, nohut, bakla,  pirinç, bulgur, patlıcan, patates, karnıbahar, brokoli, kırmızı pancar, lahanalar, pazı, taze bakla, enginar, bamya domates yememelerinde fayda var. İyileşinceye dek bunlardan uzak durursanız tedavinizin çabuklaşmasına destek olacaktır. 

Kanserde iyileşmenize yardımcı olabilecek sebzeler ; ıspanak, kabak türleri, semizotu, yeşil soğan, ebe gümeci, kara dut yaprağı, pırasa, asma yaprağıdır.

Ara sıra ; kereviz, yeşil fasulye, bezelye, yer elması da yiyebilirsiniz. 

İsterseniz günde 1 ya da 2 adet sağlıklı yumurta da yiyebilirsiniz. Yumurta dışındaki hayvansal ürünlerdek protein grubu ikinci sınıftır ve sağlığınıza zararlıdır! Nedenini Hücresel Sağlık başlığında açıklamaya çalıştım.

Sağlıklı Karbonhidrat : Tüm bitkilerde sağlıklı karbonhidrat bulunur. Ek karbonhidrat almadan da yalnızca bitkilerle beslenmek mümkündür. Ancak beslenme kültürümüzde ekmek, pilav, börek, çörek vb. alışkanlığımız olduğundan,  bunlar içinde en yararlı tahıl grubu Mercimek çeşitleridir. Öğünlerde 1 ince dilim ekmeğe eş değer şekilde mercimekten yapılmış börek, çörek ya da mercimek ekmeği yiyebilirsiniz.   

Kanserde de tuzu minimum seviyede tüketin. 50-60 kg bir kişiye 1 çay silme çay kaşığı yeterlidir.

Kanserde sıvıyağı günde en fazla 1 çorba kaşığı yenilebilir. Fazlası hastalığın iyileşmesine engel olur!

Sağlıklı yaşamak için sağlıklı beslenmenin yanında, artı enerjisi (olumlu /pozitif) yüksek müzik dinlemek de çok faydalıdır. İyileşmek Terapisi - ÇAREĞÇE'de Olağanüstü Müzikleri paylaştım. Çok faydasını görürsünüz.

Sağlıkla, sevgiyle, mutlulukla kalın

Senanperia